SUZUKİ METODU NEDİR?












SUZUKİ METODU

       Suzuki, dünyadaki bütün çocukların hayatlarında hiçbir tecrübe yokken anadillerini konuştuklarını gördü. Kendisi yetişkin iken okula gittiği halde Almanca öğrenememişti. Küçük yaşta çocuklar çok rahat dillerini konuşup öğrenebiliyorlardı. Suzuki’nin çıkış noktası bu oldu. Örneğin matematiği kötü olan bir çocuğun dili gayet iyiydi ve  çok zor olan Japoncayı rahatça öğreniyordu. Demek ki eğitim sisteminde bir yanlışlık vardı. Öyle bir sistem bulmalıyım ki herkes yapabilmeli diye düşündü ve bu düşünceyle çalışmalara başladı.


Suzuki Metodunun Prensipleri


Dinleme

Doğumdan itibaren hatta doğum öncesinde bile bebekler kelimeler boğulur. Dil onların çevrelerinin en büyük parçasını oluşturur. Konuşmayı öğrenmek için kelimeler, cümleler duymaya ihtiyaçları vardır.  Suzuki Metodunda da aynı dilde olduğu gibi çocukların müzik eğitiminde çalacağı parçayı dinlemesi çok önemlidir. Kelimeler, cümleler çocuğun aklına nasıl yerleşiyor ve sonra konuşmayı öğreniyorsa, müzik de aynı şekilde yerleşecek ve çocuğun keman çalmasını önemli derecede kolaylaştıracaktır.


Olumlu bir çevre

Bebek ilk sesleri çıkarmaya başladığında ona yanlış söyledin, bir daha dene, yanlış oldu demeyiz. Bebeğin çabalayışına karşılık sevgi dolu bir şekilde cesaretlendirici sözler söyleriz. Keman eğitiminde de çocuğun çıkardığı yanlış sesler karşılık hayır yanlış oldu, çok kötü gibi sözcükler söyleyerek çocuğun cesaretini kırmamalıyız. Onu cesaretlendirerek doğruya gitmesini ve güzel seslere ulaşmasını sağlamalıyız. Aynı dil öğrenirken olduğu gibi zamanla heceler kelimelere, kelimelerde cümlelere dönüşecektir. Yani küçük notalar motiflere, motifler cümlelere cümlelerde parçalara dönüşecektir.


Tekrar

Çocuklar konuşmayı öğrenene kadar kelimeler sürekli tekrarlanır. Sürekli tekrarlamayla kelimenin anlamına ve dilin fonksiyonuna hakim olurlar. İlk sesler sayısız kez tekrarlanır. Bu kelimeler zamanla vücut ve akılla süzülür ve yerine oturur. İfadeler daha karışık ve kompleks bir hal alır fakat ilk baştaki basit seslerde her zaman kullanılmaya devam eder. Bir parçayı öğrenene kadar çocuk aynı notaları sayısız kez tekrar eder. Bu tekrarlar sayesinde küçük parçalara bölünmüş parça aklına ve vücuduna iyice yerleşir. Zamanla parçayı akıcı bir şekilde duraksamadan çalar, aynı konuşurken olduğu gibi...Ama her zaman ilk başta tekrarladığı sesleri enstrümanını çalarken kullanır.




                                                             Evde anne ile çalışma 


Ailenin bir arada olması, aynı ev ortamında bulunması sevgi bağları çocuğun gelişiminde en önemli etkendir. Aile, çocuğun fiziksel, zihinsel gelişimi, fikirleri ve  becerilerinde olduğu gibi dil gelişiminde de önemli bir rol oynar.Keman eğitiminde de dilde olduğu gibi ailenin teşvik etmesi ve isteği çok önemlidir.




Suzuki üçgenini oluşturan üç nokta öğretmen, öğrenci ve ebeveyndir. Öğretmen genel öğrenme sürecinden sorumludur.  Çalışılacak ve dinlenecek materyalleri belirler ve enstrümanın öğrenciyle birlikte ebeveyne de öğretilmesini sağlar. 

Ebeveyn ise evdeki öğretmendir bu yüzden derslere katılması zorunludur. Ebeveyn öğretmenden enstrümanın temel özellikleri ve öğretim yöntemleriyle ile ilgili bilgi edinir. Hatta enstrümanı çalmayı öğrenir. Dersi takip eder not tutar ve ders dışında çocuğun günlük çalışmalarına, tekrarların düzenli olarak yapılmasına yardımcı olur ve kayıtları dinletir.




                                                Grup dersinde çocuklar


Diğer çocuklardan öğrenme 


Çocuklar diğer çocukları dinleyerek izleyerek öğrenmeye güçlü bir şekilde motive olurlar. Aynı yaştan başka bir kişinin yaptığı şeyi yapmayı arzu ederler. Bu yüzden grup dersleri çok önemlidir. Suzuki Metodunda çocuklar haftada bir kez bireysel, bir kez de grup derslerine katılırlar.. Grup derslerinde çocuklar öğretmenin liderliğinde hep beraber oyunlar oynayarak çalarlar. Beraber bir şeyler yaratmanın, paylaşmanın zevkine varırlar. Birbirlerini görerek hevesleri artar, eğlenirler. Çocukların kendi çaldığı parçaları yaşıtları olan başka çocuklarında çaldığını görmeleri çok önemlidir. Evde sadece anne veya babasına çalmak bir şey ifade etmez. Çocukları kendi yaptıklarının yapıldığı bir çevreye girerlerse öğrenim kolaylaşır.


 Okumayı öğrenme

        Çocukların, konuşmayı öğrendikleri zaman okumayı hemen öğrenmeleri beklenemez. Bu metotta da bir kaç parça çalmaya başlayan çocuğun hemen nota öğrenmesi beklenmez. Çocuklar okumayı öğrenmeden anadillerini konuşabildikleri sürece, nota okumayı öğrenmeden müzik yapabilme yetisine sahiptir. Hatta yetenek eğitimindeki inanışa göre çocukların anadillerini hızla öğreniyor olmasının sebebi aynı anda hem okuma hem de konuşmayı öğrenmeye zorlanmıyor olmalarındandır. Okumayı hali hazırda kelime hazinelerinde olan kelimeleri tanımlayabilecek düzeye geldiklerinde öğrenmeye başlarlar. Anadil öğrenimindeki paralelliğe göre yetenek eğitiminde de çocuklar belli bir seviyeye gelene kadar nota okumaya zorlanmadıkları sürece güzel müzik yapabilirler. Çevrelerinde okuyan kişiler olduğu için çocuklar her zaman kendi başlarına okuma isteğine sahip olacaklardır. Duyduğu birçok müziği çalabilecek teknik seviyeye erişen anadil metodu öğrencisinin de çevresi, onu nota okumaya teşvik edecek bir çevreyle sarılmalıdır. Nota okuma yetenek eğitiminde son derece önemlidir. Sadece uygulamaya başlama zamanındaki farklılık, onu geleneksel yöntemlerden ayırır.


 Her Çocuk Başarabilir

Önemli bir beyin hasarı veya fiziksel engel haricinde her çocuk başarabilir. Normal şartlarda çevresindeki herkes çocuğun konuşmayı öğreneceğine inanır. Her çocuk konuşabileceği gibi her çocuk keman da çalabilir. Önemli olan, çocuğun çevresinin öncelikle de ailesinin buna inanmasıdır.  



Suzuki Metoduna Dünya Çapında Büyüyen İlgi



1963 yılında Tokyo’da gerçekleştirilen Müzik Eğitimi için Uluslararası Derneği’nin konferansı, dünyadaki müzik eğitmenlerini hayret içinde bıraktı. Suzuki,  J. S. Bach iki keman için re minör konçerto ve A. Vivaldi la minör keman konçertosunu 500 öğrencinin aynı anda çalmasını sağladı. Bir sonraki yıl Suzuki, on öğrencisini Amerika Birleşik Devletleri’ne,  Amerikan seyircilerini performanslarıyla büyüledikleri bir tura götürdü. Bunu, Amerika’ya ve Avrupa ülkelerine yapılan turlar takip etti.  





                            Yaklaşık 3000 çocuğun 2003 yılında Tokyo’da verdiği konser



      Suzuki’nin çalışmaları Japonya dışında da tanınmaya başlayınca, diğer birçok ülkeden müzisyenler ve eğitmenler, yöntemi gözlemlemek için küçük dağlık bir kasaba olan Matsumoto’ ya geldi. Suzuki , her zaman öğrencilere ve stajyer öğretmenlere kendi evinde öğretti.  1967’de açılan Yetenek Eğitim Enstitüsü binası, bu yabancı ziyaretçilere konaklama olanağı sağladı.



Suzuki artık altmışlı yaşlarında olmasına rağmen, öğrencilerle ve öğretmenlerle çalışmak için çok seyahat etti. Eşi Waltraud, Suzuki’nin çalışmaları hakkında açıklama yapmak ve soruları cevaplamak için dünyayı dolaştı ve Suzuki’nin eğitiminin arkasındaki felsefeyi anlattığı Nurtured by Love kitabını çevirmek için çok çalıştı. İlk İngilizce çevirisi 1969’da yayımlandı ve daha sonra Suzuki’nin değişik milletlerden olan dinleyici ve okurlarına, düşüncelerine direkt ulaşabilme imkanı veren birçok başka dile çevrildi.


        Metot , yetmişlerin sonları, seksenlerin başlarından itibaren dünyanın birçok değişik bölgesindeki müzik eğitimi uzmanlarınca büyük saygıyla karşılandı ve ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri ,  Kanada ve Avustralya gibi pasifik ülkeleri olmak üzere Avrupa ve birçok Afrika ülkesine hızla yayıldı. Başlangıçta keman eğitimi için geliştirilmiş olmasına rağmen flüt, blok flüt , gitar, piyano, viyola, viyolonsel, kontrbas, org, arp gibi birçok enstrümana ve ses eğitimine ve hatta matematik, edebiyat, resim eğitimine de uyarlandı.
İlk Uluslararası Suzuki  Konvansiyonu, 1975’de Hawaii’de gerçekleştirildi. Yoğunlukla Japonya’dan, ABD’den ve Kanada’dan katılım oldu. Bu konferans, dünyanın çeşitli yerlerinden bütün öğretmenlerin katıldıkları ve birçok bölgesel konferansa örnek olan on üç konferansın ilkiydi. Uluslararası konvansiyonlar farklı ülkelerden olan öğretmen ve öğrencilere, Suzuki’nin umduğu gibi, müziğin diliyle kültürel ve dilsel engellerin üstesinden gelerek, beraber çalışma ve çalma olanağı sağladı. Günümüzde 46 ülkede 400.000 den fazla çocuk bu metodla enstrüman çalmaktadır.




Yorumlar

Popüler Yayınlar